Dehidrasyon, vücudun susuz kalması demektir. Bir araştırmaya göre, çocukların %62.2’sinde dehidrasyon var. Yeteri kadar su içmeyen yetişkinlerin sayısı da oldukça fazla. Peki vücudun susuz kalması nelere yol açar? Yeterince su içmemek, vücudun susuz kalmasına dolayısıyla sindirim rahatsızlığı, kaygı ve kronik yorgunluk gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Su, vücudumuzun yaklaşık %60’ını, kaslarımızın %75’ini ve beynimizin %85’ini oluşturur. Vücudun susuz kalmasının ciddiye alınması gereken tehlikeleri vardır. Dehidrasyon vücudun birçok bölümünün düzgün çalışmasını engeller. Uyuşukluk, hastalık ve hatta depresyon hissine neden olur.
Dehidrasyonu daha ciddi komplikasyonlara neden olmadan önlemekte fayda vardır. Vücut susuz kalırsa belirtileri neler olur? İnceleyelim.
Vücudun Susuz Kalma Belirtileri
Suyun hayati bir önemi vardır. Vücudumuzdaki pek çok işlevi etkiler. Yeterli miktarda su içmek, sağlıklı bir yaşam sürmenin temel taşlarından biridir. Ancak ne yazık ki, gün içinde yeterli su tüketmeme alışkanlığı birçok insan için yaygın bir durumdur. Peki vücudumuzun susuz kaldığını nasıl anlarız? İşte vücudun susuz kalma belirtilerini tanımak için dikkat etmeniz gereken 8 ipucu:
1.Ağız kuruluğu: Susuz kaldığımızda, ağız içinde kuruluk hissi oluşur. Dilimiz ve dudaklarımızın kuruması da bu belirtiler arasında yer alır.
2.İdrar rengi: Normalde sağlıklı bir insanın idrarı açık ve hafif sarı renkte olmalıdır. Eğer idrar renginiz koyu sarı veya kahverengi ise, vücudunuzun suya ihtiyacı olduğunun bir göstergesi olabilir.
3.Baş ağrısı: Susuz kaldığınızda beyin dokusu az miktarda suyla yetinmek durumunda kalır. Bu durum, baş ağrısı yaşanmasına neden olabilir.
4.Yorgunluk ve halsizlik: Vücudumuz susuz kaldığında enerji seviyeleri düşer. Yorgun hissetmek, halsiz olmak ve günlük aktivitelerde zorlanmak susuzluk belirtileri arasındadır.
5.İştah kaybı: Susuzluk, iştahı azaltabilir ve yemek yeme isteğini olumsuz etkileyebilir. Eğer normalde iştahınızı kaybetmişseniz, susuz kalmış olabilirsiniz.
6.Nefesin kötü kokması: Susuzluk, ağızda bakteri oluşumunu artırabilir ve kötü nefes sorununa yol açabilir.
7.Kas krampları: Vücudumuz susuz kaldığında elektrolit dengesi bozulabilir. Bu da kas kramplarına neden olabilir.
8.Cildin ve gözlerin kuruması: Yeterli su tüketimi olmadığında, cildiniz ve gözleriniz kuruyabilir. Bu belirtiler, vücudunuzun susuz kaldığının bir işaretidir.
Vücudun Susuz Kalması Nelere Yol Açar?
Ağız ve cilt kurur
Cildin kuruması, yukarıda belirttiğimiz gibi vücudun susuz kalmasının ana belirtilerinden biridir. Yeterince su içmezseniz, vücudunuz toksinleri içeriden ve ciltten dışarı atamaz. Sonuç olarak cilt gözenekleri tıkanır. Bu da sivilceye yol açar.
Ağız kuruluğu, beyinde su eksikliği olduğunu gösterir. Ağızda kuruluk, vücudun diğer bölgelerini de etkiler.
Tuvalete çıkma sıklığı azalır ve idrarın rengi koyulaşır
Gün boyunca yeterince su içilmezse, vücut atıkları uzaklaştıramaz. Vücutta toksinler oluşur. Günde bir veya iki kez tuvalete gidiyorsanız, daha fazla su içmeniz gerekir. Ayrıca idrarınızın rengi, içtiğiniz su miktarını gösterir. Sarı veya kahverengi idrar, vücudun hayati fonksiyonlarını karşılamak için su tuttuğunun işaretidir.
Sırt ve eklem ağrısı meydana gelir
Kıkırdak %80 sudan oluşur. Su, eklemlerde kayganlaştırıcı görevi görür. Sırt ağrısı ise dehidrasyona bağlı böbrek enfeksiyonuna işaret edebilir. Sık sık sırt ağrısı yaşıyorsanız, daha fazla su içmeye özen gösterin.
Yorgunluk ve ruh hali değişimleri yaşanır
Su, vücuda oksijen sağlar. Vücudun susuz kalması dolayısıyla vücut oksijen eksikliğini telafi etmeye çalışacaktır. Oksijen düşüklüğünde işlevlerini yerine getirebilmek için vücut daha yavaş çalışır. Sonuç olarak yorgun hissedersiniz ve ruh halinde ani değişimler olur.
Yemek yedikten sonra bile aç hissedebilirsiniz
Açlık ve susuzluk, beynin aynı alanı tarafından yönetilir. Bu yüzden acıktığınızda bir bardak su için. Açlığınız geçerse, sadece susamışsınız demektir. Açlık devam ederse, bir şeyler yemeniz gerektiği anlamına gelir.
Vücudun susuz kalmasının etkilerinden biri, kan dolaşımını yavaşlatması ve sodyum seviyelerini artıran kanın kalınlaşmasıdır. Bu faktörlerin bir araya gelmesi, yüksek tansiyona elverişli bir ortam yaratır.
Kolesterolünüz yükselebilir
Kişi susuz kaldığında, vücut su kaybını önlemek için mümkün olan her şekilde suyu tutmaya çalışır. Yapılan çalışmalarda susuz kalan kişilerin kolesterolünün yükseldiği tespit edilmiştir.
Sindirim zorlaşır
Su, sindirimi kolaylaştırır. Vücudu temizler ve detoksifiye eder. Su olmadan atıklar, kolondan çok daha yavaş geçer. Bu da kabızlığa ve diğer birçok sindirim bozukluğuna yol açar.
Ciltte kızarıklık meydana gelebilir
Su, cilt de dahil olmak üzere vücudun tüm kısımlarını nemlendirir ve detoksifiye eder. Vücudun susuz kalması durumunda, cildimizde kızarıklığa yol açan toksinler oluşur.
Migren ağrıları sıklaşır
Dehidrasyon, beyin dokusunda bile su kaybına yol açabilir. Böyle bir durumda beyin büzülür. Beyni çevreleyen ağrı reseptörlerine alarm sinyali gönderilir. Bu da, korkunç baş ağrılarına neden olur.
Su İçme Alışkanlığı Nasıl Kazanılır?
Su içme alışkanlığı, sağlıklı bir yaşam için oldukça önemlidir. Uzmanlara göre günde en az 2 litre su içilmesi gerekiyor. Çoğu zaman yoğunluktan su içmeyi unutuyoruz. En son ne zaman su içtiğimizi bile hatırlamıyoruz. Ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi vücudun susuz kalması pek çok sağlık sorununa yol açabiliyor.
Gün içinde yeterince su içmek ve vücudun susuz kalmasını önlemek ve su içme alışkanlığını kazanmak için aşağıdaki yöntemleri deneyebilirsiniz;
1.Su içmeniz gereken miktarı belirleyin
Günlük su tüketimi miktarı, kişinin yaşına, cinsiyetine, kilosuna ve yaşam tarzına bağlı olarak değişebilir. Sağlıklı bir yetişkinin günlük olarak en az 8 bardak su içmesi önerilmektedir. Ancak, spordan sonra, sıcak havalarda veya ateşli hastalıklar sırasında daha fazla su tüketmek gerekebilir. İhtiyaçlarınıza uygun bir su tüketim hedefi belirleyin ve buna ulaşmayı hedefleyin.
2.Su içmek için hatırlatıcılar kullanın
Gün içindeki yoğun programınız nedeniyle su içmeyi unutabilirsiniz. Bu durumu önlemek için farklı yöntemler deneyebilirsiniz. Örneğin, telefonunuza veya saatinize hatırlatıcılar ayarlayabilirsiniz. Su içme alışkanlığınızı daha eğlenceli hale getirmek için su içme uygulamalarını kullanabilir veya su içme hatırlatıcılarını komik notlarla süsleyebilirsiniz.
Ne zaman su içerseniz, kendinizi ödüllendirin. Örneğin, her bardak su içtiğinizde kendinize bir çikolata ya da küçük bir hediye verin. Bu, su içmeyi daha cazip hale getirecek ve motivasyonunuzu artıracaktır. Unutmayın ki su içmek bir görev değil, sağlıklı bir alışkanlık olmalıdır.
4.Suyu keyifle tüketin
Su içme alışkanlığı kazanmak için suyu keyifle tüketmek önemlidir. İstediğiniz sıcaklıkta ve bardakta su içmekten keyif almanızı sağlayacak yöntemleri deneyin. Örneğin, içine limon ya da salatalık ekleyerek suya farklı bir aroma verebilirsiniz. Aynı zamanda suyunuzu şık bir su şişesine koyarak içmeyi daha keyifli hale getirebilirsiniz.
5.Başkalarını etkileyerek motivasyonunuzu artırın
Çevrenizdeki insanları su içmeye teşvik ederek karşılıklı motivasyon sağlayabilirsiniz. Aile üyeleriniz, arkadaşlarınız veya iş arkadaşlarınızla birlikte bir su içme meydan okuması başlatabilirsiniz. Her gün en çok su içen kişiye ödül vermek, motivasyonunuzu artıracak ve su içme alışkanlığınızı daha sürdürülebilir hale getirecektir.
Su içme alışkanlığını kazanmak zaman alabilir, ancak düzenli olarak su tüketmek sağlığınız için önemlidir. Yukarıdaki yöntemleri uygulayarak daha fazla su içmek için bir adım atabilirsiniz. Unutmayın, sağlıklı bir yaşamın temeli suyla başlar!
