Gazlı İçeceklerin Zararları Nelerdir?

Gazlı içecekler bazıları için vazgeçilmezdir. Özellikle çocuklar bu içecekleri çok sever. Ama bunların içeriğinde “eklenen şeker” diye tabir edilen çok fazla şeker bulunur ve bu durum sağlığımızı olumsuz yönde etkiler.

Genel olarak şeker içeren yiyecekler sağlık için tehlikelidir ama bunların en kötüsü şekerli içeceklerdir. Sadece gazlı içecekler değil aynı zamanda meyve suları, çok şekerli ve kremalı kahveler ve diğer sıvı şeker kaynakları için de geçerlidir.

Bu yazıda “gazlı içeceklerin zararları” anlatılacaktır.

Gazlı İçeceklerin Sağlığa Zararları Nelerdir?

gazlı içeceklerin özellikleri

Gazlı içecekler gereksiz kalori sağlar ve kilo almaya neden olur

Şekerin en sık kullanılan şekli – sükroz veya sofra şekeri – büyük miktarda basit şeker olan fruktoz sağlar. Fruktoz, açlık hormonu ghrelin hormonunu baskılamaz veya tokluğu, nişastalı yiyecekleri sindirirken oluşan şeker olan glikozla aynı şekilde uyarmaz.

Bu nedenle, sıvı şeker tüketildiğinde, toplam kalori alımının üzerine eklersiniz – çünkü şekerli içecekler tok hissettirmez. Bir çalışmada, mevcut beslenmelerine ek olarak gazlı içecek içen insanlar öncekinden % 17 daha fazla kalori tüketmişlerdir.

Çalışmalar sürekli olarak şekerle tatlandırılmış içecek içenlerin, içmeyenlerden daha fazla kilo aldıklarını göstermektedir.

Çocuklarda yapılan bir çalışmada, her gün şekerle tatlandırılmış içeceklerin içilmesi, % 60 oranında artmış obezite riski ile ilişkilendirilmiştir.

Fazla şeker karaciğer yağlanmasına neden olur

Sofra şekeri (sakaroz) ve yüksek fruktozlu mısır şurubu, eşit miktarlarda iki molekülden (glikoz ve fruktoz) oluşur.

Glikoz vücuttaki her hücre tarafından metabolize edilebilir, oysa fruktoz sadece bir organ tarafından metabolize edilebilir – bu organ da karaciğerdir.

Gazlı içecekler aşırı miktarda fruktoz tüketmeye neden olur. Çok fazla tükettiğinizde karaciğere fazla yüklenmiş olursunuz ve karaciğer fruktozu yağa dönüştürür.

Yağın bir kısmı kan trigliseritleri olarak gönderilir, bir kısmı da karaciğerde kalır. Zamanla, bu alkolsüz yağlı karaciğer hastalığına neden olur.

Gazlı içecekler göbek yağının birikmesine neden olur

Şekeri yüksek oranda tüketmek ya da aşırı şekerli içecekler içmek, kilo almaya neden olur. Özellikle, fruktoz, karın ve organlardaki tehlikeli yağdaki önemli bir artışla bağlantılıdır. Buna viseral yağ veya karın yağı denir.

Karın yağının aşırı artması, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı riskinin artmasına neden olur. On haftalık bir çalışmada, otuz iki sağlıklı insan ya fruktoz ya da glikoz ile tatlandırılmış içecekleri tüketmiştir.

Glikoz tüketenlerin cilt yağlarında bir artış oldu – ki bu da metabolik hastalıklarla bağlantılı değil – fruktoz tüketenlerin ise karın yağlarının belirgin şekilde arttığı görüldü.

İnsülin direncine neden olur

İnsülin hormonu, glikozu kan dolaşımından hücrelere çeker. Ancak gazlı içecekler içtiğinizde, hücreleriniz insülinin etkilerine karşı daha az hassas veya dirençli olacaktır.

Bu olduğunda, pankreas glikozu kan dolaşımından çıkarmak için daha da fazla insülin sağlamalıdır – bu nedenle kandaki insülin seviyeleri yükselir. Bu durum insülin direnci olarak bilinir.

İnsülin direnci, metabolik sendromun arkasındaki ana etkendir – metabolik sendrom ise; tip 2 diyabet ve kalp hastalığına doğru atılan bir basamaktır.

Hayvan çalışmaları aşırı fruktozun, insülin direncine ve kronik olarak yüksek insülin seviyelerine neden olduğunu göstermektedir.

Tip 2 diyabetin ana sebebidir

Tip 2 diyabet, dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir hastalıktır. İnsülin direnci veya eksikliği nedeniyle yüksek kan şekeri ile bağlantılıdır.

Aşırı fruktoz alımı insülin direncine neden olabileceğinden, çok sayıda çalışma gazlı içeceklerin tüketimini tip 2 diyabete bağlamıştır.

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, yüz yetmiş beş ülkedeki şeker tüketimi ve şeker hastalığına bakmış ve günde her yüz elli kalori şeker için – yaklaşık 1 kutu gazlı içecek – tip 2 diyabet riskinin % 1,1 arttığını göstermiştir.

Gazlı içecekler besin kaynağı değildir

Gazlı içecekler hemen hemen hiçbir temel besin maddesi yani vitamin, mineral ve lif içermez. Aşırı miktarda şeker ve gereksiz kalori dışında beslenmenize hiçbir değer katmazlar.

Şeker leptin direncine neden olur

Leptin, vücudun yağ hücrelerinin ürettiği bir hormondur. Yediğimiz ve yaktığımız kalori miktarını da düzenler. Leptin seviyeleri hem açlığa hem de obeziteye cevaben değişir, bu yüzden genellikle tokluk hormonu olarak adlandırılır.

Bu hormonun etkilerine (leptin direnci olarak adlandırılır) direnç göstermenin, insanlarda yağlanmanın önde gelen itici güçleri arasında olduğu düşünülmektedir.

Hayvan araştırmaları fruktoz alımını leptin direncine bağlar. Bir çalışmada, büyük miktarda fruktoz ile beslenen sıçanlar leptine dirençli hale geldi. Şekersiz beslenmeye başladıklarında ise, leptin direnci kayboldu.

Gazlı içecekler bağımlılık yapar

Gazlı içecekler bağımlılık yapabilir. Bağımlılığa yatkın bireyler için şeker, yiyecek bağımlılığı olarak bilinen ödüllendirici davranışa neden olabilir. Sıçanlarda yapılan çalışmalar, şekerin fiziksel olarak bağımlılık yaratabildiğini de göstermektedir.

Kalp hastalığı riskini artırır

Şeker tüketimi, kalp hastalığı riskinin artması ile ilişkili bir durumdur. Şekerle tatlandırılmış içeceklerin; yüksek kan şekeri, kan trigliseritleri ve küçük, yoğun LDL parçacıkları dahil olmak üzere kalp hastalığı için risk faktörlerini artırdığı tespit edilmiştir.

Son insan çalışmaları, tüm popülasyonlarda şeker tüketimi ile kalp hastalığı riski arasında güçlü bir ilişki olduğuna dikkat çekmektedir.

Kırk bin erkekten oluşan yirmi yıllık bir çalışma, günde bir şekerli içecek içenlerin, nadiren şekerli içecek tüketen erkeklere kıyasla kalp krizi geçirme riskinin % 20 daha yüksek olduğunu tespit etmiştir.

Kanser riskini artırır

Kanser; obezite, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi diğer kronik hastalıklarla birlikte seyreder. Bu nedenle, gazlı içeceklerin kanser riskini artırması şaşırtıcı değildir.

Altmış binden fazla erişkin üzerinde yapılan bir çalışmada, haftada iki veya daha fazla gazlı içecek içenlerin, pankreas kanseri olasılığının, içmeyenlere göre % 87 daha fazla olduğu bulunmuştur.

Dahası, gazlı içecek tüketimi kolorektal kanserli hastalarda kanserin tekrarlaması ve ölümle bağlantılıdır.

Dişlere zarar verir

Gazlı içeceklerin dişlere zararı olduğu bilinen bir gerçektir. Bunlar, fosforik asit ve karbonik asit gibi asitler içerir. Bu asitler ağızda oldukça asitli bir ortam oluşturur ve bu da dişleri çürümeye karşı savunmasız hale getirir.

Gut hastalığına neden olur

Gut, eklemlerde, özellikle de ayak parmaklarındaki iltihap ve ağrı ile karakterize tıbbi bir durumdur. Gut, tipik olarak kandaki yüksek ürik asit seviyeleri kristalize olduğunda ortaya çıkar.

Fruktoz, ürik asit seviyelerini arttırdığı bilinen ana karbonhidrattır. Sonuç olarak, birçok büyük gözlem çalışması, gazlı içecekler ve gut arasında güçlü bağlantılar belirlemiştir.

Ayrıca, uzun süreli çalışmalar, gazlı içecek tüketimini, kadınlarda % 75 oranında artmış gut riskine ve erkeklerde % 50 oranında artmış bir riske bağlamaktadır.

Demans riskini artırır

Demans, yaşlı erişkinlerde beyin fonksiyonlarındaki düşüşler için kullanılan bir terimdir. En yaygın şekli Alzheimer hastalığıdır.

Araştırmalar kan şekerindeki herhangi bir artışın demans riskinin artmasıyla güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu göstermektedir. Başka bir deyişle, kan şekeri yükseldikçe, demans riski de artar.

Gazlı içecekler kan şekerinde hızlı ani yükselmelere yol açtığından demans riskini de artırır. Kemirgen çalışmaları, yüksek dozlarda gazlı içeceklerin hafıza ve karar verme kabiliyetini bozabileceğini söylemektedir.

Sonuç olarak;

Yüksek miktarlarda gazlı içecek tüketimi, sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden olur. Bunlar, artan diş çürümesi riskinden yüksek kalp hastalığı riski ve tip 2 diyabet gibi metabolik bozukluklara kadar uzanır.

Gazlı içecekler ve obezite arasında güçlü bir bağlantı vardır.

Yazıyı Paylaşın!!!

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir